Sustum...
İçimde bağırıp duran; bir nefesti sen kokan...
Sen kokuşlu nefesleri alırken sustum, verirken ateş kustum...
Canlı sevdalarım vardı benim... Bilirsin ya hani; zehir tadında ve
sen adında.
Sen zehir kokardın, içimde sen...
İçim zehir içerdi ellerinden...
Ellerimde hep matem...
Sustum...
Madem can'ı gitmişti sevdalarımın ve madem zehir yoktu artık adında...
Sesim soluğum çıkmasa ne çıkar?
Kalbimden sevda sızar... Gözümden kanlar akar... Buzlar güneşi yakar...
Sustum her susuşunda...
Her kusuşumda ateşi, yandım kor kor sana...
Korlar da sustu sen yokken hüznüm yoktu, aşk yoktu...
Kalbim acıya toktu.
Sustuğumda sana, saat geceyi vuruyordu.
Gece yalnız değildi; gökte bir hilal vardı, sokakta genç bir adam...
Kafdağında sen vardın, sensiz her yerde sevdam.
Sustum sana... Gece de sustu.
Hilalin halesi pus'tu.
Sustum sonra... Aşk da sustu, şehir de, yıldızlar da...
Sen yoktun...
Sen olana kadar asırlar geçecekti...
Ben asırlarca sus-pus... Ben, asırlarca uykusuz, susuz;
Ruhsuz bir bedeni, uykusuz gözlerimi şiir'siz her nefesi,
sevdasız yüreğimi...
Aşksız, sensiz, çilesiz...
Ve yüreksiz bir yüreği konuşsam kim anlar ki?..
Sadece sustum ben de.
Konuşunca anlamayanlar susunca mı anlıyor?
Hayır, onlar anlasın diye değil, sen ağlama diye.
Ben senin için sustum...
Sen'den gayrısına küstüm...
Susuşum sana, küşüşüm tüm dünyaya.
Sen gittin... Ben bittim.
Ben bittim, ben tükendim; ömrümü ömrüne verdim.
Bana kalan tek şey; ömürsüz ömürlerde ömür boyu susmaktı!..
Ve gülüm; ve herşey ağlamaktı...
Ve her şey ağlamaklı.
Madem gittin, madem bittim, susarım bende; senli gecelere ,
senli şiirlere susarım...
Susuzluğun sana olur susuşlarım sana...
Sen anlarsın herşeyi...
Herşey üç damlada ve ıssızlıkta gizlidir..
Herşey içimde kilitlidir.
Anahtarım sendeyse, aç kapıyı ateşe...
Bir ŞİİR sen ol, bir EYLÜL ben,...
susuşları haykırıp her yağmurda, ateşleri yakalım ateşten aşkımızla...
Unutma can tanesi; susuşlarım sanadır, tüm küsüşlerim dünyaya...
Aşklar hep adınadır, nefretler aşktan yana.
|